4 Temmuz 2013 Perşembe

BABALAR ENÇOK KIZLARINI SEVERLER...

Aşk, sevgi, özlem... Acaba duygular ne için, kim için? Mutlaka değdiğini düşündüğümüz biri yada birileri için.

Yaradanı sevmek, Ana-baba sevgisi bunları herşeyden tenzih ederim. Geride tek bir sevgi daha kalıyor. Menfaatsiz, karşılık beklemeksizin, canını verircesine.

O da bir babanın kızına olan sevgisidir. Bazıları inanmaz buna. Kimse inanmaz ve kimse neden diye sormaz.

Kız babası olmak farklıdır, özeldir. Bambaşka bir duygusallık verir babalara... Hayatında hiç ağlamayan babalar bile kızlarını ellerine aldıklarında tutamazlar göz yaşlarını…

Ama bir taraftan da zordur kız babası olmak.
Bir kız, iki evlat demektir. İki canı birden sırtına yüklenmek demektir. Çünkü biri iki yapan da kadındır, ikiyi üç yapan da…
Bunu bildikleri için onların üzerlerine daha da titrerler babalar. Onlara her baktıklarında annelerini, bazen kırdıkları ama her şeye rağmen onları yetiştiren annelerini anımsarlar…

Bir yandan da koruma iç güdülerine yenilirler. Kızlarına hiçbir şey olmasın
Onlar hiç üzülmesin, gözlerinden bir damla yaş gelmesin isterler. O bir damla yaş için koca dünyayı yıkacak olurlar… Ama bu sevgilerini,
bu bağlılıklarını, asla gösteremezler, utanırlar.


Çünkü baba demek; güçlü, çatık kaşlı olmak olarak öğretilmiştir onlara…

Gülümsemek isterler o güzel kızlarına gülümsemek… Ama rolünün dışına çıktıklarını düşünüp dönerler eski çatık kaşlı, gergin suratlarına…

Bazen ağlamak isterler; Ama “Erkekler ağlamaz” denmiştir onlara. Yapamazlar, bu yüzden saklarlar gözyaşlarını…

İşte böylece her şeyi içlerine atarlar Kız babaları. Yansıtmazlar asla duygularını…

Aile içinde sevgiyi öğretmeye, erkeği öğretmeye, saygıyı öğretmeye çalışırlar. Aile bir kız çocuk için çok mühimdir. O da aile kuracaktır. Öğrenmelidir bu yüzden aileyi, düzeni, sevmeyi. Ve baba aile düzeni bozulmasın, o koca direk yıkılmasın diye herşeye katlanır, her şeyi göze alır.

Bilir ki o kızına verdiği sevgiyi, o kızının anneside bilir. Çünkü o da bir babanın kızı.
Dayanamaz, gece yarılarına kadar bekler ve giderler o güzel kızlarının tatlı şirin odalarına. Uzun uzun bakarlar yüzlerine. Ve bir kez daha hayran olurlar O muhteşem güzelliklerine.

Gündüzleri dokunamadıkları gözlerine, ellerine, hiç bırakmayacakmış gibi dokunurlar. İçlerindeki duygunun gözyaşlarını boşaltırlar. Ve yavaşça güzel kızlarını öpüp “İyi geceler” derler ve giderler...