13 Temmuz 2011 Çarşamba

HAYAL DENEN ŞEY...


Hayal etmek hayatın ta kendisidir. Sadece bir harfi değiştirirsiniz adı HAYA(T) olur çünkü. Hayal kurmayan yoktur. Hayal planlamanın da ilk adımıdır. Herkese göre farklıdır hayal. Belki var olan bir şeyi hayal edersiniz, belki de hiç olmayan bir şeyi. Tek gerçek o an elinizde ya da hayatınızda olmayan bir şeydir.

Hayal bir oyundur aslında. Küçük bir çocuk düşünün ya da kendi çocukluğunuzu. Oyunlar oynarken hep hayallerini canlandırır. Araba yarışları, evcilik oyunları, canavarların istilası vs. Büyürken hayat nasıl değişiyorsa hayal de değişiyor. Çağımızda oynan bilgisayar oyunlarına bakın mesela. Hepsi bir hayal ürünü. Ve bizlerde o hayal ürünü içerisinde kendimize yer edinip orada hayaller kurmaya devam ediyoruz. Programın izin verdiği kadar hayallerimizi orada gerçekleştiriyoruz. Kimi zaman koloniler kuruyor onları yönetiyoruz, kimi zaman şehir kurup başkanlığını yapıyoruz, kimi zaman tarlamızda çalışıyor kimi zaman da araba yarışlarına katılıyoruz. Örnekleri çok bu meselenin. İşte bu noktada biraz daha gözlerimizi açıp hayal ve gerçeğin buluştuğu noktayı o hassas çizgiyi keşfettiğimizde hayalleri gerçekleştirmenin o kadar da zor olmadığını göreceksiniz. Hayal hiç bir zaman fantastik düşüncelerle karıştırılmamalıdır.

Hayaller kişinin var olma gücüdür. Herkes mutlu olmak için hayal kurar. Çoğuları için bu hayal gerçekleşmesi kolay, kimileri içinse aynı hayal ulaşılamazdır. Bu, insanın kendisi ile ilgilidir. İnsan hayal kurar ve hayalini gerçekleştirmek için yola çıkar, mücadele eder. Bu yolda hayaline ulaşamasa bile bir adım daha yaklaşmış olur. Önemli olan kararlı olmaktır. Ne istediğini çok iyi bilmektir. Ne istediğini bilen insan için hayalini gerçekleştirmek zor değildir.

Hayali için adım atmayan hatta söylemeye bile çekinen kişiler yakınmaktan öte gidemezler. Hayal gerçekleştirme yolunda ilerlemek risk almayı ve cesaretli olmayı gerektirir. Hayallerini gerçekleştiren insanları bir inceleyin. Ortak noktaları risk almak ve cesarettir. Bu kişiler, söylenmezler, kaderi bahane etmezler, kabahati hükümette ya da çevresinde aramazlar, geçmişlerinde kusur aramazlar. Çünkü bu kişiler başarısız olma, güvenli ortamdan ayrılma, yerini kaybetme ve yalnız kalma korkusundan uzaktırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder